SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

ET’İME BAHSİ

<< 3787 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ أَبِي سُرَيْجٍ أَخْبَرَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَهْمٍ حَدَّثَنَا عُمْرُو بْنُ أَبِي قَيْسٍ عَنْ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِيِّ عَنْ نَافِعٍ عَنْ ابْنِ عُمَرَ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ الْجَلَّالَةِ فِي الْإِبِلِ أَنْ يُرْكَبَ عَلَيْهَا أَوْ يُشْرَبَ مِنْ أَلْبَانِهَا

 

İbn Ömer (r.a)'den rivayet olunmuştur; dedi ki:

 

Rasûlullah (s.a.v.) pislik yemeyi alışkanlık haline getirmiş olan develere binmeyi ve sütlerinden içmeyi yasaklamıştır.

 

 

İzah:

Ebû Dâvûd, cihad, et'ime, eşribe; Tirmizî, et'ime; Nesâî, dahâyâ; İbn Mâce, zebâih; Muvatta, edâhi; Ahmed b. Hanbel, 1,219,226,241,253,321, 339.

 

Bu mevzuda Hattâbî şöyle diyor:

 

"Celiâle, pislik yiyen deve demektir. Böyle bir alışkanlığı olan devenin etini yemek ya da sütünü içmek tenzihen mekruhtur.

 

Çünkü bu gibi hayvanların'yemiş oldukları pisliklerin kokuları bu hay­vanların etlerine siner.

 

Ancak bu durum yedikleri yemlerin ekserisini pislik teşkil eden hayvan­lar için söz konusudur.

 

Gıdalarının ekserisini temiz yemlerin teşkil ettiği hayvanların etleri ya da sütleri bu hükme dahil değildir. Böyle ekseriyetle temiz yemlerle beslenen veya temiz otlarda yayılan hayvanların ara sıra pislik yemeleri onları celiâle sınıfına sokmaz. Bahçelerde otlarken ara sıra pislik yiyen tavuk, kaz, ördek, koyun, keçi vs. hayvanlar gibi, bunlar da cellâleden sayılmazlar.

 

Celiâle sınıfına giren hayvanların etlerinin ve sütlerinin yenilip yenile­meyeceği konusunda âlimler ihtilâf etmişlerdir.

 

İmam Ebû Hanife (r.a) ile taraftarlarına, İmam Şafiî ve Ahmed b. Han-bel'in görüşlerine göre; bu gibi hayvanlar hapsedilip günlerce temiz gıda ile beslenmedikçe etleri yenilemez ve sütleri içilemez. Ancak günlerce hapsedi­lip temiz yemlerle besledikten sonra üzerlerine sinen pisliklerden temizlen­meleri neticesinde etlerini yemede ve sütlerini içmede bir sakınca kalmaz. Nitekim bir hadis-i şerifte; "Sığır kırk gün yemle beslendikten sonra eti yenebilir" buyurulmuştur. Abdullah b, Ömer, pislik yemeye alışmış bir ta­vuğun etinin yenebilmesi için üç gün hapsedilip temiz yemlerle beslenmesi gerektiğini söylerdi.

 

İshak b. Râhûyeh ise, cellâlenin etinin yıkandıktan sonra yenebileceği­ni söylerdi. Hasan-İ Basrî ise cellâlenin etini yemekte hiçbir sakınca görmez­di. İmam Mâlik de bu görüşte idi."

 

İbn Reslân, Şerhü's-Sünen isimli eserinde şöyle diyor:

 

"Aslında celiâle sayılan hayvanların etlerinin ve sütlerinin temiz sayıla-bilmesi için kesilmelerinden önce ne kadar hapsedilmeleri gerektiğine dair belirli bir süre yoktur. Bazıları deve ve sığır cinsinden olan cellâlelerin kırk gün, tavuk cinsinden olan cellâlelerin de üç gün hapsedilmeleri gerektiğini söylemişlerdir."

 

Bu mevzuda merhum Ömer Nasuhi Bilmen şöyle diyor:

 

"Temiz olmayan şeyleri yemiş olan tavuk, koyun, sığır, deve gibi hay­vanların etleri bir müddet hapis edilmeksizin hemen kesildikleri takdirde mek­ruhtur. Çünkü bu halde etleri fena bir kokudan hali olmaz. Hapis müddeti tavuklar için üç, sığırlar ile develer için de on gündür.

 

Hayvanların terleri ile salyaları hüküm itibariyle artıkları gibi olduğun­dan, pislik yemekten çekinmeyen koyun, keçi, deve gibi temiz hayvanların artıklarını kullanmak mekruh olduğu gibi; böylesi hayvanların üzerine binmek de mekruhtur. İmam Azam'a göre atlar ile eşek ve katırların terleri de temizdir."[Ö. Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, 416.]